— HAKKIMIZDA —
Biz Kimiz, Neden Varız? Sesimiz Neden Önemli? Ne Zamandır Mücadeledeyiz? Ne Zamana Kadar? (Cevap: Hep)
20Kasım Derneği, trans bireylerin yaşam hakkını, görünürlüğünü ve eşit yurttaşlık talebini savunan bir sivil toplum kuruluşudur. Adını, her yıl 20 Kasım’da anılan Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü’nden alır. Çünkü biz, varlığımızın ve kayıplarımızın unutulmaması için buradayız.
Bu dernek; yok sayılanları görünür kılmak, sessiz bırakılanların sesi olmak, hayatta kalanların dayanışmasını büyütmek için kuruldu.
Çünkü her gün, sadece var olduğu için hedef alınan insanlar var.
Çünkü nefret, sadece bireyleri değil, bir toplumu da yaralar.
Çünkü susarsak, daha çok can yitirilir.
20Kasım, trans bireylerin uğradığı şiddeti kayıt altına almakla kalmaz, aynı zamanda bu şiddete karşı toplumsal hafıza oluşturur. Biz, unutulmasın diye buradayız. Adalet için, eşitlik için, yaşamak için.
Yıllardır sokakta, adliyede, dijitalde ve yaşamın her alanında mücadele eden bir topluluğuz. 20Kasım Derneği olarak bu mücadeleyi kurumsal bir çatı altında sürdürmek üzere bir araya geldik. Her birimiz, kendi hayat hikâyemizle bu yapının taşıyıcı kolonuyuz.
Derneğimizin resmi kuruluş tarihi yeni olabilir; ama mücadelemiz çok daha eski, çok daha köklü.
“Ne zamana kadar burada olacaksınız?” diye soranlara cevabımız net:
Ta ki kimse sadece kimliği nedeniyle hedef alınmasın.
Ta ki herkes bu ülkede eşit, özgür ve onurlu bir yaşam sürene dek.
Varoluşumuzu savunmak, birbirimizi yaşatmak ve dönüştürmek için buradayız. Ve hep burada olacağız.
20Kasım.org olarak, trans bireylerin hak ve özgürlükleri için mücadele ediyor, her türlü ayrımcılığa, ötekileştirmeye ve şiddete karşı duruyoruz. Politikamız, yaşamın her alanında eşitlik, özgürlük ve onur temelinde kuruludur.
Cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, etnik köken, inanç, sağlık durumu ya da yaş fark etmeksizin; hiçbir bireyin temel hak ve özgürlüklerden mahrum bırakılmasına sessiz kalmayız.
Transfobi, yalnızca nefret söylemi değildir; sistematik dışlama, şiddet, ifşa, sağlık hakkına erişimin engellenmesi, eğitim ve istihdamdan mahrum bırakılmak gibi birçok biçimi vardır. Bu yapısal şiddet biçimlerinin her birine karşı sesimizi yükseltiyoruz.
Trans cinayetlerinin politik olduğunun farkındayız. Öldürülen, susturulan, görünmez kılınan her trans bireyin sesi olmayı bir sorumluluk biliyoruz. Nefret suçlarının yasal zeminde tanınması ve cezai yaptırımla karşılık bulması için çalışıyoruz.
Cinsiyet kimliğimizi, yönelimimizi, ifade biçimimizi başkalarının tanımlamasına izin vermiyoruz. Açılmanın bir hak, ifşanın ise bir suç olduğunun altını çiziyoruz.
Eğitimde, sağlıkta ve barınmada maruz kalınan transfobik tutumlara karşı politika üretir, dayanışma öreriz. Trans bireylerin nitelikli, erişilebilir ve güvenli hizmetlerden eşit şekilde faydalanmasını savunuyoruz.
Gettolara sıkıştırılmaya, gecelere itilip görünmez kılınmaya karşıyız. Kentin tamamı, sokaklar, parklar ve kamusal alanlar bizimdir. Transların her şehirde, her mahallede eşit ve güvenli yaşam hakkı için çalışıyoruz.
Cezaevlerinde, kadın sığınma evlerinde ve diğer cinsiyet temelli kurumlarda trans bireylerin maruz kaldığı ayrımcılığa karşı izliyor, raporluyor ve dayanışma kuruyoruz.
Medyanın trans bireyleri kriminalize eden, nesneleştiren ve ifşa eden diline karşı alternatif bir anlatı kuruyoruz. Sansürlenen trans hakları mücadelesinin görünürlüğü için medya ile mücadele ediyoruz.
Zorunluluktan ya da tercihle seks işçiliği yapan trans bireylerin güvencesizliğine ve kriminalize edilmelerine karşıyız. Seks işçiliğinin bir emek biçimi olarak tanınmasını talep ediyoruz.
Trans varoluşu; hastalık değil, kimliktir. Tıp, hukuk, eğitim ya da aile kurumlarının baskıcı normlarına sığmayız. Değişmesi gereken biz değil, bu sistemdir.
Copyright 2025, Magma Creative, Tüm Hakları Saklıdır.